Zorunlu şirket avukatlığı, belirli bir büyüklüğe veya ciroya sahip şirketlerin, yasal süreçlerini ve hukuki işlemlerini yönetmek üzere bir avukat ile çalışma zorunluluğunu ifade eder. Bu uygulama, şirketlerin hukuki süreçlerinde profesyonel destek almasını sağlamak ve hukuki uyumluluğun artırılmasını amaçlar. Anonim şirket zorunlu şirket avukatlığı düzenlemesine tabi olan şirket türüdür. Yani belirli koşulların sağlandığı durumlarda kanun, anonim şirketlerin avukatlarla çalışmasını zorunlu kılmıştır. Bunun sebebi, anonim şirketlerin diğer şirketlerden daha karmaşık bir yapıya sahip olması sebebiyle ortaya çıkabilecek hukuki hataların ve kanuna aykırılıkların en aza indirgenmesini sağlamaktır. Bu yazıda, zorunlu şirket avukatlığının yasal dayanağı, kapsamı, avantajları ve zorunlu şirket avukatlığı şartını yerine getirmemenin yaptırımları ele alınacaktır.
Zorunlu Şirket Avukatlığının Yasal Dayanağı
Anonim şirketlerde zorunlu şirket avukatlığı düzenlemesi Avukatlık Kanunu’nda yer almaktadır. Kanun’un 35. Maddesine göre “Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir” Görüldüğü üzere Avukatlık Kanunu Türk Ticaret Kanunu’na atıf yapmakta ve en düşük sermaye tutarının en az beş katına sahip şirketlerin bir sözleşmeli şirket avukatlığı hizmeti almasını veya bir avukat istihdam edilmesini şart koşmaktadır. Anonim şirketlerin en düşük sermaye miktarı 2024 yılı için 250.000-TL olarak belirlenmiştir. Bu sebeple en az 1.250.000-TL sermayesi olan anonim şirketlerin şirket avukatları ile çalışması kanuni bir zorunluluktur.
Yapı kooperatifleri bakımından da benzer bir sınır belirlenmiştir. Fakat yapı kooperatiflerinin şirket avukatları ile çalışma zorunluluğunun sınırı üye sayısının 100 veya daha fazla olmasıdır. Yani yüzden fazla üyesi bulunan bir yapı kooperatifi ya sözleşmeli şirket avukatları ile çalışacak ya da şirket avukatlığı için bünyesinde avukat istihdam edecektir.
Zorunlu Şirket Avukatlığının Kapsamı
Zorunlu şirket avukatlığı belirli şartları sağlayan anonim şirketlerde ve yapı kooperatiflerinde iş ve işlemlerin hukuka uygunluğunu artırmak, hukuki güvenirliği sağlamak, olası sorunları önlemek, işletmeleri öngörülemeyen büyük zararlardan korumak ve şirket itibarını artırmak amacıyla yasa koyucu tarafından şirketler lehine belirlenen bir düzenlemedir. Sözleşmeli şirket avukatları ile çalışan kurumlar, gerek iş ve ticaret hukuku, gerek mevzuata uyum ve sözleşmelerin uygulanması konusunda daha doğru adımlar atarak hukuki güvenceden faydalanmaktadırlar.
Anonim şirket avukatları müvekkillerine yasal mevzuattaki değişiklikler, sözleşmelerin yazılması, müzakeresi, sona erdirilmesi, ihtarnamelerin gönderilmesi, arabuluculuk görüşmeleri, lisans başvuruları, icra takiplerinin başlatılması, çek ve senet icrası, iş hukukuna yönelik uyumun sağlanması, iş akitlerinin feshi, işçilerin açtığı davalarda müvekkilin savunulması, müvekkil tarafından sorulan soruların sözlü veya yazılı olarak cevaplanması gibi birçok konuda destek sağlamaktadırlar. Hukuka uygunluğun baştan sağlanmasıyla müvekkiller büyük zararlardan korunmakta ve yatırımlarına odaklanarak işlerini büyütmektedirler.
Şirket avukatları ile çalışan şirketler bakımından bir kazan-kazan durumu ortaya çıkmakta ve avukatın hukuki bilgisinden faydalanan müvekkil, yaptığı yatırımların karşılığını fazlasıyla alabilmektedir. Örneğin, uluslararası işler yapan bir müvekkili için avukat diğer ülkelerden meslektaşları ile işbirliği yaparak müvekkilinin uluslararası şirket avukatlığı görevini de üstlenebilmektedir. Uluslararası şirket avukatlığı hizmeti sayesinde, güvenilir hukukçulara erişebilmekte ve uluslararası alacak tahsili sayesinde alacağına güvenilir yoldan ulaşabilmektedir. Bu sebepledir ki şirket avukatlığı sadece bir zorunluluk olarak görülmemeli, aynı zamanda bir yatırım olarak görülmelidir. Avukat bulundurma zorunluluğu bulunmayan limited şirketler ile sermaye şartını sağlamayan anonim şirketler de şirket avukatları ile çalışarak yatırım yapabilir ve işini büyütürken hukuki sorunların kendilerini meşgul etmesini önleyebilirler.
İlginizi çekebilir: Limited şirket müdürünün hukuki sorumluluğu
Şirket Avukatlığının Avantajları
Şirket avukatları ile çalışmak önleyici hukuk bağlamında birçok fayda sağlamaktadır. Şöyle ki sözleşmeli avukatla çalışan iş sahipleri hukuki riskleri avukatın yönlendirmesiyle daha net bir şekilde görebilmektedir. Bundan hareketle hukuka uygun davranmakta ve daha sorunlar çıkmadan onları çözebilmektedir. Sözleşmeli şirket avukatlığı uygulamasının birçok avantajı bulunmakla birlikte bunların bazıları şöyle sıralanabilir:
Hukuki Uyumun Sağlanması
Şirket avukatları ile çalışmak şirketlerin mevzuata uygun hareket etmelerini ve yasal düzenlemelere uyum sağlamalarını kolaylaştırır. Bu, özellikle sürekli değişen mevzuat ortamında kritik bir avantajdır. Hukuki uyum, şirketlerin cezai yaptırımlardan kaçınmasını, itibar yönetimini ve pazar güvenilirliği sağlar.
Yasal düzenlemelere uygun hareket eden şirketler, olası cezai yaptırımlardan ve idari para cezalarından korunur. Bu, şirketlerin faaliyet gösterdiği her sektörde uyulması gereken düzenlemeleri ve yasaları sürekli olarak takip etmelerini gerektirir. Bir şirket avukatı, bu yasal düzenlemelerin takip edilmesi ve uygulanmasında kritik bir rol oynar. Örneğin, vergi mevzuatına uyum sağlamak, çevre düzenlemelerine riayet etmek veya işçi haklarına dikkat etmek gibi çeşitli alanlarda gerekli adımların atılması, cezai yaptırımlardan kaçınmanın temel yollarından biridir. Aksi takdirde, yasalara aykırı hareket eden şirketler; ağır para cezaları, lisans iptalleri, hatta yöneticilerin cezai sorumluluk altına girmesi gibi ciddi sonuçlarla karşılaşabilir. Bu tür yaptırımlar, şirketin varlığını ve mali istikrarını ciddi şekilde tehdit edebilir ve uzun vadeli iş planlarını sekteye uğratabilir. Dolayısıyla, bir şirket avukatının rehberliği, bu tür olumsuz sonuçlardan kaçınmak için hayati öneme sahiptir.
Hukuki sorunlarla karşılaşmayan şirketler, kamuoyunda ve iş dünyasında itibarlarını korur ve güçlendirir. İtibar, bir şirketin en değerli varlıklarından biridir ve uzun vadeli başarı için kritik öneme sahiptir. Hukuki sorunlar, şirketin medya tarafından olumsuz bir şekilde yansıtılmasına ve müşterilerin, yatırımcıların ve iş ortaklarının güvenini kaybetmesine neden olabilir. Bir şirket avukatı, olası hukuki riskleri önceden tespit ederek ve bu riskleri yöneterek, şirketin itibarını korur. Örneğin, çalışanlarla ilgili hukuki sorunların etkin bir şekilde çözülmesi, işveren olarak şirketin saygınlığını artırır. Benzer şekilde, tüketici hakları ve ürün güvenliği konularında yasalara uygun hareket edilmesi, şirketin tüketiciler gözündeki güvenilirliğini pekiştirir. Böylece, şirketler hem mevcut müşterilerini korur hem de yeni müşteriler kazanır. İyi itibara sahip şirketler, kriz dönemlerinde daha dayanıklı olur ve iş ortakları tarafından daha fazla tercih edilir.
Yasalara uyumlu faaliyetler, müşteriler, tedarikçiler ve iş ortakları nezdinde güven oluşturur. Pazar güvenilirliği, bir şirketin iş ilişkilerini sürdürmesinde ve genişletmesinde temel bir unsurdur. Şirket avukatları, yasalara uyumu sağlayarak, iş ortakları ile güvene dayalı ilişkilerin kurulmasına yardımcı olur. Örneğin, düzenli olarak hukuki denetimlerden geçen ve yasalara uygun hareket eden bir şirket, tedarikçiler ve müşteriler tarafından güvenilir bir iş ortağı olarak görülür. Bu güven, şirketin iş hacmini artırmasına, daha avantajlı ticari anlaşmalar yapmasına ve uzun vadeli iş birlikleri kurmasına olanak tanır. Ayrıca, yasalara uyumlu şirketler, sektördeki diğer oyuncular ve düzenleyici kurumlar tarafından da saygı görür. Bu durum, pazarda rekabet avantajı sağlar ve şirketin büyüme potansiyelini artırır. Sonuç olarak, şirket avukatlarının rehberliğinde yasalara uygun hareket eden şirketler, pazar güvenilirliği açısından rakiplerine kıyasla daha güçlü bir konumda bulunur.
Risk Yönetimi ve Risklerin Azaltılması
Hukuki süreçlerin profesyonelce yönetilmesi, şirketlerin yasal risklerini minimize eder. Bu noktada şirket avukatlarının proaktif yaklaşımı, sözleşme yönetimi ve ihtilafların çözülmesi konusunda sağladıkları destek önemlidir.
Şirket avukatları, hukuki sorunların ortaya çıkmadan önce tespit edilmesini ve çözüme kavuşturulmasını sağlar. Bu proaktif yaklaşım, şirketlerin potansiyel riskleri öngörerek önleyici tedbirler almasını mümkün kılar. Şirket avukatları, sürekli olarak şirketin faaliyetlerini, sözleşmelerini ve iş süreçlerini denetleyerek olası hukuki ihlalleri veya riskler hakkında erken uyarı sistemi işlevi görür. Bu sayede, küçük bir sorun büyümeden ve daha karmaşık hâle gelmeden çözülür. Örneğin, Türkiye'de şirket kurmak, yeni bir iş modeli geliştirmek veya ürünü piyasaya sürmeden önce, avukatlar bu girişimin yasal düzenlemelerle uyumlu olup olmadığını değerlendirir ve gerekli önerilerde bulunur. Böylece, olası hukuki sorunlar ve yüksek maliyetli davaların önüne geçilmiş olur. Proaktif hukuki yaklaşım, şirketin sadece mevcut hukuki yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda gelecekte karşılaşabileceği hukuki zorlukları da minimuma indirir.
Avukatlar, şirketin taraf olduğu sözleşmeleri inceleyerek, şirketin menfaatlerini koruyacak düzenlemeler yapar. Sözleşmeler, iş dünyasında ilişkilerin temelini oluşturur ve her bir sözleşme, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirler. Bir şirket avukatı, sözleşmelerin hazırlanması, müzakeresi ve gözden geçirilmesi süreçlerinde önemli bir rol oynar. Sözleşme yönetimi, sadece şirketin çıkarlarını korumakla kalmaz, aynı zamanda yasalara uyumu da garanti altına alır. Avukatlar, sözleşmelerdeki muğlak ifadeleri, eksik maddeleri ve şirketin aleyhine olabilecek hükümleri tespit ederek, gerekli düzenlemeleri yapar. Ayrıca, sözleşmelerin yasal çerçevede ve sektör standartlarına uygun olmasını sağlar. Bu sayede, şirketin hukuki riskleri minimize edilir ve olası anlaşmazlık durumlarında güçlü bir pozisyonda olması sağlanır. İyi yönetilen sözleşmeler, şirketin ticari ilişkilerinde güven ve istikrar sağlar, bu da uzun vadede şirketin başarısına katkıda bulunur.
İlginizi çekebilir: Kira sözleşmesinde tahkim şartının geçerliliği
Olası anlaşmazlıklar ve davalar için şirket avukatları stratejik savunma planları oluşturur, böylece şirketin hukuki süreçlerde avantajlı konumda olmasını sağlarlar. İş dünyasında ihtilaflar kaçınılmazdır ve bu tür durumlar, şirketin mali ve operasyonel sağlığını tehdit edebilir. Savunma planları, ihtilafların etkili bir şekilde yönetilmesine ve mümkün olduğunda mahkeme dışı çözüm yollarıyla çözümlenmesine odaklanır. Avukatlar; arabuluculuk, uzlaşma ve diğer alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini kullanarak şirketin maliyetlerini ve zaman kaybını minimize eder. Eğer dava kaçınılmazsa şirket avukatları hukuki süreçleri titizlikle yönetir ve şirketin menfaatlerini en iyi şekilde savunur. Stratejik ihtilaf yönetimi, şirketin sadece mevcut davalarla başa çıkmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda gelecekte benzer sorunlarla karşılaşma riskini de azaltır. Bu yaklaşım, şirketin sürdürülebilirliği ve uzun vadeli başarısı için kritik öneme sahiptir.
Uzmanlık
Bir avukatın hangi konularda uzman olduğunu değerlendiren ve anlayan yine başka bir avukattır. Hukuk büyük bir camiadır ve uluslararası ticaretin yaygınlaştığı dünyamızda birçok ülkeden kalifiye veya yetersiz avukatı barındırmaktadır. Bu noktada uluslararası şirket avukatlığı görevini üstlenen avukat diğer avukatları uzmanlıklarına göre değerlendirme konusunda daha doğru kararlar verebileceği gibi şirketlerin daha bilinçli ve doğru kararlar almasını da sağlar.
Vergi hukuku, iş hukuku, ticaret hukuku gibi alanlarda uzmanlaşmış avukatlar, spesifik hukuki konularda derinlemesine bilgi sunar. Bu uzmanlık, şirketlerin karşılaştıkları karmaşık hukuki meselelerde doğru ve etkili çözümler üretmelerine yardımcı olur. Örneğin, vergi hukuku uzmanı bir avukat, şirketin vergi yükümlülüklerini en iyi şekilde yönetmesini sağlayarak olası vergi cezalarından ve maliyetli hukuki süreçlerden korunmasına yardımcı olabilir. İş hukuku uzmanı avukatlar ise, çalışanlarla ilgili hukuki süreçlerin adil ve yasalara uygun bir şekilde yürütülmesini sağlar. Ticaret hukuku alanında uzmanlaşmış avukatlar, ticari sözleşmelerin müzakeresi, düzenlenmesi ve yürürlüğe konması aşamalarında şirketin menfaatlerini en iyi şekilde korur. Bu uzmanlık alanları, şirketlerin çeşitli hukuki konularda profesyonel destek alarak daha sağlam ve güvenli bir iş yapısını sürdürmelerini sağlar.
Şirket avukatları, şirketin uzun vadeli stratejik hedeflerine ulaşması için hukuki danışmanlık sağlar ve bu doğrultuda alınacak kararların yasal zeminini hazırlar. Stratejik karar alma süreçlerinde hukuki perspektif, şirketin sürdürülebilir büyüme ve gelişme hedeflerini destekler. Örneğin, yeni pazarlara açılma, birleşme ve devralmalar gibi büyük ölçekli stratejik hamlelerde, avukatlar hukuki riskleri analiz eder ve yönetir. Bu süreçlerde, şirketin karşılaşabileceği olası hukuki engeller ve düzenleyici gereklilikler göz önünde bulundurularak en uygun stratejik yol haritası oluşturulur. Böylece, şirketin aldığı kararlar hukuki açıdan sağlam bir temele dayanır ve uygulamada karşılaşılabilecek sorunlar minimize edilir. Bu da şirketin rekabet avantajını artırır ve uzun vadeli hedeflerine daha güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlar.
Eğitim ve Bilinçlendirme
Şirket avukatları, şirket çalışanlarına yönelik hukuki eğitimler ve seminerler düzenleyerek, şirket içindeki hukuki bilinç düzeyini artırır. Bu eğitimler, çalışanların günlük iş süreçlerinde karşılaşabilecekleri hukuki konular hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlar ve bu sayede şirketin yasal uyumluluğunu artırır. Örneğin, veri koruma mevzuatına dair eğitimler, çalışanların kişisel verilerin korunmasıyla ilgili yasal gereklilikleri anlamalarını ve uygulamalarını sağlar. İş hukuku eğitimleri ise, insan kaynakları ve yönetim kadrosunun çalışan hakları ve işveren yükümlülükleri hakkında bilinçlenmesine yardımcı olur. Hukuki bilinç düzeyinin yüksek olması, şirketin olası hukuki sorunlardan korunmasına ve proaktif bir hukuki yönetim anlayışının benimsenmesine katkı sağlar. Bu tür eğitimler, ayrıca şirketin genel yönetim kalitesini ve iş etiği standartlarını da yükseltir.
Zaman ve Kaynak Yönetimi
Avukatlar, hukuki sorunların hızlı ve etkin bir şekilde çözülmesini sağlar, böylece şirketin iş süreçlerinde kesintiler yaşanmaz. Hızlı çözümler, iş dünyasında zamanın ve devamlılığın önemini anlamak açısından kritik öneme sahiptir. Hukuki bir sorun ortaya çıktığında, hızlı ve doğru bir müdahale, şirketin operasyonlarının aksamadan devam etmesini sağlar. Örneğin, ticari bir anlaşmazlık veya işçi uyuşmazlığı durumunda, avukatlar durumu derhal değerlendirir ve en uygun çözüm yollarını belirler. Mahkeme dışı çözüm yöntemleri, uzlaşma veya arabuluculuk gibi yaklaşımlar kullanılarak, anlaşmazlıkların hızlı bir şekilde çözülmesi sağlanır. Bu da şirketin zaman ve kaynak kaybını en aza indirir. Ayrıca, acil hukuki durumlar için sürekli hazır olan şirket avukatları, şirketin ani hukuki krizlerle başa çıkmasını ve bu tür krizlerin iş süreçlerine minimum düzeyde etki etmesini sağlar.
Avukatlar, özellikle büyük ölçekli davalar ve karmaşık hukuki işlemler için dışarıdan destek alarak iç kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlarlar. Şirketlerin kendi bünyelerinde bulundurdukları hukuk departmanları, rutin hukuki işler ve günlük hukuki ihtiyaçlar için yeterli olabilir. Ancak, büyük ölçekli davalar, uluslararası hukuk işlemleri veya karmaşık birleşme ve devralma süreçleri gibi durumlarda, dışarıdan uzman hukuk firmalarının desteğine ihtiyaç duyulur. Bu tür durumlarda, şirket avukatları işi ehline teslim ederek bu tür karmaşık hukuki meselelerin daha etkin ve hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulmasını sağlar. Ayrıca, sözleşmeli şirket avukatlarının global bilgi ve bağlantıları, uluslararası işlemler ve davalarda şirketlere büyük avantajlar sunar.
Hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi, uzun vadede olası hukuki masrafları ve cezaları azaltarak maliyet etkinliği sağlar. Şirket avukatları, hukuki risklerin erken tespiti ve yönetimi ile maliyetleri düşürür. Hukuki uyuşmazlıkların önlenmesi veya en erken aşamada çözülmesi, pahalı ve zaman alıcı davaların önüne geçer. Örneğin, iş sözleşmelerinin ve ticari anlaşmaların dikkatlice hazırlanması, ileride çıkabilecek anlaşmazlıkların ve olası dava masraflarının önlenmesini sağlar. Ayrıca, hukuki süreçlerin etkin yönetimi, cezai yaptırımlar ve idari para cezaları gibi maliyetlerin de minimize edilmesine yardımcı olur. Şirketler, avukatlarının rehberliğinde yasalara tam uyum sağlayarak olası cezai yaptırımlardan ve ilgili maliyetlerden korunur. Uzun vadede, hukuki masrafların azalması, şirketin mali sağlığını güçlendirir ve daha sürdürülebilir bir iş modeline katkıda bulunur. Bu da şirketin rekabet gücünü artırır ve finansal kaynaklarını daha verimli kullanmasını sağlar.
Sözleşme Yönetimi
Şirket avukatları, sözleşmelerin tüm detaylarını dikkatlice inceleyerek, şirketin menfaatlerini koruyacak düzenlemeler yapar. Her ticari sözleşme, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyen kritik bir belgedir ve yanlış veya eksik bir madde, şirket için ciddi hukuki ve mali riskler doğurabilir. Avukatlar, sözleşmelerin maddelerini titizlikle analiz ederek hukuki dilin açık ve net olmasını sağlar. Ayrıca, sözleşmelerde şirketin çıkarlarını en iyi şekilde koruyacak maddelerin yer almasını ve olası risklerin minimize edilmesini sağlarlar. Bu süreçte, ödeme koşulları, teslimat süreleri, sorumluluk ve yükümlülükler gibi önemli unsurlar detaylı bir şekilde gözden geçirilir. Şirketin ihtiyaçlarına ve sektörel gereksinimlere uygun düzenlemeler yapılır. Böylece, tarafların karşılıklı yükümlülüklerinin net bir şekilde tanımlandığı, ihtilafların önüne geçecek ve şirketin haklarını güvence altına alacak sağlam sözleşmeler oluşturulur.
Sözleşme müzakerelerinde avukatların varlığı, şirketin daha güçlü bir konumda olmasını sağlar ve daha avantajlı şartlarla anlaşmalar yapılmasını mümkün kılar. Müzakere süreci, ticari anlaşmaların en kritik aşamalarından biridir ve bu süreçte avukatların bilgi ve deneyimleri, şirketin çıkarlarını en üst düzeyde korur. Avukatlar, müzakere masasında şirketin haklarını savunarak sözleşme şartlarının şirketin lehine olmasını sağlar. Müzakere becerileri ve hukuki bilgi birikimleri sayesinde, karşı tarafın sunduğu şartları dikkatlice değerlendirir ve gerektiğinde alternatif öneriler sunar. Bu, şirketin daha avantajlı finansal ve operasyonel şartlara sahip olmasını, risklerin minimize edilmesini ve uzun vadede şirketin sürdürülebilirliğinin sağlanmasını mümkün kılar. Avukatların bu stratejik rolü, şirketin her türlü ticari anlaşmada güçlü ve güvenilir bir pozisyonda olmasına katkıda bulunur.
Tüm ticari anlaşmaların yasal düzenlemelere uygun olmasını sağlayarak ileride doğabilecek hukuki sorunların önüne geçer. Şirket avukatları, ticari sözleşmelerin hazırlanmasında sadece şirketin çıkarlarını gözetmekle kalmaz, aynı zamanda ilgili tüm yasal düzenlemelere ve sektörel mevzuata uygun olmasını sağlar. Bu, sözleşmelerin yasal geçerliliğini ve uygulanabilirliğini güvence altına alır. Yasal uyumluluk, hem yerel hem de uluslararası düzenlemeleri kapsar ve avukatlar, sözleşmelerin bu düzenlemelerle çelişmemesi için gerekli düzenlemeleri yapar. Örneğin, veri koruma yasaları, iş hukuku düzenlemeleri veya ticaret hukuku hükümleri gibi çeşitli yasal gereklilikler, sözleşmelerin hazırlanmasında dikkate alınır. Bu sayede, ileride hukuki bir uyuşmazlık çıkması durumunda, sözleşmelerin yasal dayanağı sağlam olur ve şirketin hukuki süreçlerde avantajlı bir konumda olması sağlanır. Uyumlu sözleşmeler, aynı zamanda şirketin itibarını korur ve yasal uyumluluğunu sürdürmesine yardımcı olur.
İşçi-İşveren İlişkisinin Yönetimi
Şirket avukatları, çalışanlar için adil ve yasalara uygun iş sözleşmelerinin hazırlanmasını sağlar. İş sözleşmeleri, hem işverenin hem de çalışanın hak ve yükümlülüklerini belirleyen önemli belgelerdir. Avukatlar, bu sözleşmeleri hazırlarken iş kanunlarını ve ilgili mevzuatı göz önünde bulundurarak işçi veya işverenin çıkarlarını gözeten dengeli ve adil sözleşmeler oluşturur. Sözleşmelerde maaş, çalışma saatleri, izinler, iş tanımı, görev ve sorumluluklar, mesai ve fesih gibi kritik unsurlar detaylı bir şekilde belirtilir. Bu sayede, müvekkilin hakları güvence altına alınır ve olası iş uyuşmazlıklarının önüne geçilmiş olur. Adil ve şeffaf iş sözleşmeleri, çalışanların motivasyonunu ve bağlılığını artırırken, şirketin de yasal uyumluluğunu ve itibarını korur.
Şirket avukatları, çalışan haklarının korunması ve işveren-çalışan ilişkilerinin yasal çerçevede düzenlenmesi için danışmanlık verir. İşçi hakları, iş kanunları ve ilgili düzenlemelerle güvence altına alınmıştır ve bu hakların korunması, hem işverenin yasal yükümlülüklerinin yerine getirilmesini hem de çalışanların adil bir çalışma ortamında bulunmalarını sağlar. Avukatlar, işverenlere işçi hakları konusunda rehberlik eder ve iş yerinde adil uygulamaların sürdürülmesini sağlar. Bu danışmanlık, ücret ödemeleri, fazla mesai, yıllık izin, sosyal haklar ve iş güvenliği gibi konuları kapsar. Ayrıca, ayrımcılık, taciz ve mobbing gibi işyerinde meydana gelebilecek olumsuz durumlarla ilgili politikaların oluşturulmasında da avukatların rolü büyüktür. İşçi haklarının korunması, işyerinde huzurlu ve verimli bir çalışma ortamı yaratır ve şirketin yasal problemlerle karşılaşma riskini azaltır.
Şirket avukatları, işçi-işveren uyuşmazlıklarının çözümü için hukuki destek sağlar ve olası davalarda şirketi temsil eder. İş uyuşmazlıkları, iş dünyasında sıklıkla karşılaşılan durumlardır ve bu uyuşmazlıkların etkili bir şekilde yönetilmesi, şirketin işleyişini ve itibarını korumak açısından büyük önem taşır. Avukatlar, iş uyuşmazlıklarının çözümünde arabuluculuk, uzlaşma ve diğer alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini kullanarak mahkeme süreçlerini ve ilgili maliyetleri minimize eder. Eğer dava kaçınılmazsa avukatlar hukuki süreçleri titizlikle yönetir ve şirketin savunmasını hazırlar. İşe iade davaları, tazminat talepleri ve iş kazaları gibi konularda şirketin menfaatlerini savunurlar. Netice olarak özel şirket avukatlığı, iş uyuşmazlıklarının adil ve yasalara uygun bir şekilde çözülmesini sağlar ve şirketin olumsuz sonuçlarla karşılaşma riskini azaltır.
Zorunlu Şirket Avukatı Çalıştırmamanın Yaptırımı
Zorunlu şirket avukatı bulundurmamak kanuna aykırı hareket etmek anlamına gelir. Kanuna aykırı hareket eden şirketler de idari yaptırımlara tabi tutulur ve maddi kayıp yanında itibar kaybı da yaşar. Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesine göre avukat bulundurma zorunluluğu olmasına rağmen bulundurmayan şirketlere “Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir.” Bu ceza tutarı 2024 yılı için aylık 40.005-TL’dir. Örneğin, zorunlu olmasına rağmen sözleşmeli şirket avukatları ile çalışmayan veya istihdam etmeyen bir şirket, bu faaliyetine 1 yıl boyunca devam eder ve yılın sonunda avukat bulundurmadığı tespit edilirse 480.060-TL para cezası ödemeye mahkûm edilir. Yaklaşık yarım milyon liralık bu tutarın bir anda şirkete yükletilmesi şirketin mali istikrarını bozacağından şirket avukatları ile çalışmak riskin giderilmesi ve yukarıda sayılan faydaların elde edilmesi bakımından oldukça önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Konu hakkındaki sorularınız ve hukuki yardım için info@paldimoglu.av.tr üzerinden iletişime geçebilirsiniz.