Şiddetli Geçimsizlik Nedir?
Günümüzde en çok başvurulan dava türlerinden biri boşanma davasıdır. Boşanma eşlerden birinin ya da her ikisinin birlikte açacağı bir dava ile gerçekleşir. Boşanma davaları, çekişmeli veya anlaşmalı boşanma şeklinde olabilir. Taraflar dava dilekçelerinde genel boşanma sebepleri veya özel boşanma sebeplerine dayanabilir. Özel boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu (TMK)’nda sınırlı olarak sayılmıştır ve bu sebepler dışında bir sebebe dayanarak boşanma davası açılamaz. Şiddetli geçimsizlik genel boşanma sebebi olup kanunda evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak geçmektedir ve sınırlı sayıda değildir. Hâkim taraflarca ileri sürülen her türlü iddiayı şiddetli geçimsizlik kapsamında değerlendirebilir. Bu yazımızda genel boşanma sebepleri tanımlanacak, şartları ve başvuru usulü incelenecek ve konu hakkında sıkça sorulan sorulara yer verilecektir.
Genel boşanma sebepleri, kanunda sınırlı sayıda sayılmayan veya olayın akışına göre hâkim tarafından yorumlanabilecek sebeplerdir. Olağan hayat akışında eşlerin karşılaşabileceği bir durumdan ötürü evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve bu birliğin eşlerden en az biri için çekilemez bir hâl alması şeklinde ortaya çıkar. Genel boşanma sebepleri 2 unsur ön plana çıkarılarak incelenebilir.
1)Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması
Boşanmak isteyen çiftler tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması ne demek sorusu sıkça sorulmaktadır. Özetlemek gerekirse birliktelik içerisinde eşlerin; birbirine, evliliğin ruhuna olan inancının sona ermesi olarak tanımlanabilir. Bu sebep doğrultusunda boşanma sebebi oluşması için eşlerin kusurlu olması mutlaka aranmaz. Eşlerin öngöremediği ve kontrol edemediği bir olgu da evlilik birliğinin temelinden sarsılması sonucunu doğurabilir. Eşlerden birinin açacağı boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi ya da eşlerin birlikte boşanma davası açması hallerinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilir. Tarafların bu şekilde diğerinin davasını kabul ettiği veya birlikte dava açtığı durumlarda hâkim tarafların anlaşmalı boşanma yoluyla boşanmasına karar verebilir.
2) Şiddetli Geçimsizlik
Şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma için evliliğin eşler için çekilmez hâle gelmesi gerekmektedir. Şiddetli geçimsizlik sebepleri sınırlı sayıda değildir ve gerçekleştirilen eylemler somut olayın niteliğine göre değerlendirilecektir. Birlik içerisinde bütünlük bozulmuş ve işlevsel olarak eşlere zarar veren bir aşamaya gelinmiş ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması söz konusudur. Nitekim eşlerin birbirlerine olan saygı, güven gibi duyguları sona ermiştir ve şiddetli geçimsizlik, hakaret, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınma gibi durumlar ortaya çıkmaktadır TMK 166/3’e göre, bu şekilde boşanma davası açılabilmesi için evlilik birliğinin en az 1 yıl sürmüş olması gerekmektedir. Buradaki amaç tarafların birbirlerini iyice tanımadan boşanmalarını engellemektir.
Şiddetli Geçimsizlik Şartları
Genel boşanma sebepleri söz konusu olduğunda bunun sınırlarını çizmek neredeyse imkânsızdır. Çünkü her evliliğin değerleri ve sınırları birbirinden farklıdır. Her evlilik için aynı etkiyi doğuracak sebepler sunmak da dolayısıyla güçtür. Dolayısıyla bu konuda hâkime bir takdir yetkisi verilerek sebeplerin evlilik birliğine olan etkisine yönelik bir değerlendirme imkânı sunulmuştur. Hâkim yapacağı değerlendirme ile karşısına gelen davada şiddetli geçimsizlik şartlarının söz konusu olup olmadığına karar verecektir. Bu nedenle genel boşanma sebepleri hâkime değerlendirme alanı sunar ve nispi niteliktedir.
Genel Boşanma Sebepleri ile Özel Boşanma Sebeplerinin Bir Arada İleri Sürülmesi
Genel boşanma sebepleri ve özel boşanma sebepleri arasında bir denge kurmak mümkündür. Boşanma davası açılırken hem özel hem de genel boşanma sebebine dayanılarak dava açıldığı takdirde, hangi sebebin asli yani ana sebep olacağı, hangi sebebin ise feri yani teferruat niteliğinde olacağı kafa karışıklığına sebep olabilmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararlarında asli talebe yönelik esastan bir karar verilmediği sürece feri talebe yönelik bir karar verilemeyeceği vurgulanmıştır. Nitekim zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan bir boşanma davasında hâkimin her bir talebe ayrı ayrı hüküm vermesi gerektiği vurgulanmıştır. (Yargıtay 2. HD., 11.09.2018, K. 2018/8902, E. 2016/20549) Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararına göre, hem özel boşanma sebepleri hem de genel boşanma sebeplerine dayanılarak açılacak bir boşanma davasında, doğacak hukuki sonuçlar farklılık gösterecektir. Bu nedenle öncelikle özel boşanma sebeplerinin bulunup bulunmadığına yönelik belirleme yapılmalıdır. Eğer sebep mevcut ise bu sebebe yönelik bir hüküm doğmalıdır. Özel boşanma sebeplerinin gerçekleşmemesi ya da özel boşanma sebebine dayalı dava hakkının düşmüş olması hâlinde genel sebebe yönelik bir değerlendirme yapılmalı ve sonuca göre karar verilmelidir. (Yargıtay 2. HD., 29.06.2010, K. 2010/12941, E. 2009/8440)
Genel Boşanma Sebepleri Kapsamında Boşanma Davasında Yargılama Usulü
Şiddetli geçimsizilik sebebiyle boşanma davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi ya da eşlerin davadan önce son 6 ay birlikte ikamet ettiği yerin mahkemesidir. Boşanmak isteyen eşin/eşlerin verecekleri boşanma dilekçesi ile boşanma davası açılır ve boşanma dilekçesinde boşanma sebepleri ve deliller belirtilir. Örneğin; şiddetli geçimsizlik boşanma dilekçesi içeriğinde belirtilmeli ve dilekçe buradan hareketle kurgulanmalıdır. Belirtmek gerekir ki hakim, taraflarca getirilmesi ilkesi kapsamında öne sürülmeyen bir olguyu araştıramaz ya da davanın sonuçlanmasında göz önüne alamaz. Ancak tarafların davaya yönelik ileri sürdükleri olguları araştırabilir ve davada kullanabilir. Boşanma davası özel boşanma sebebine dayalı olarak açılmış ise boşanma kararı verilmesi için tarafların birbirinin kusurlu olduğunu ispatlamasına gerek duyulmaz. Özel boşanma sebebinin kanıtlanması, boşanmaya karar verilmesi için yeterlidir. Ancak genel boşanma nedenlerinde tarafların birbirinin kusurlu olduğunu ispatlaması beklenmektedir. Tarafların kusurunun ispatı ile birlikte TMK 166/2 kapsamında eğer davacının kusuru davalının kusurundan daha ağır ise davalı davaya itiraz etme hakkına sahiptir. Ancak evlilik birliği içerisinde korunacak bir değer kalmamışsa ve bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliği taşımakta ise hâkim boşanmaya karar verebilecektir.
TMK 184’e göre; hâkim karşısına gelen boşanma davasında davanın dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe belirtilen olgular ispatlanmış sayılmayacaktır. Ek olarak belirtmek gerekir ki hâkim dava sürecinde taraflara yemin teklif edemeyecektir. Ayrıca tarafların ikrarı da hâkimi bağlamayacaktır. Örneğin taraflardan biri şiddetli geçimsizlik ya da pek kötü davranışın varlığını bildirirse bu, olgunun ispatlandığı anlamına gelmemektedir. Hâkim vicdani kanaatine göre olayı değerlendirecektir. Normal şartlar altında usul olarak yargılama, aleni bir şekilde yapılmaktadır ancak taraflardan birinin istemi üzerine davanın gizli yürütülmesine karar verilebilir.
SONUÇ
Şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davalarında sebebin varlığının ispatı oldukça önemlidir. Soğukkanlılıkla davayı takip etmek ve gerekli zamanlarda kilit niteliği taşıyan adımları atmak boşanma davalarında çok önemlidir. Aksi halde boşanma davası oldukça büyük çapta zararlar doğurabilmektedir. Çünkü boşanma davaları, davanın türü ve boşanma sebebine de bağlı olarak oldukça zorlu durumları beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda boşanmanın negatif etkisini en aza indirgemek için dava sürecinde kontrollü adımlar atmak ve planlı hareket etmek için bir boşanma avukatına başvurmak çok önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular
Konu hakkındaki sorularınız ve hukuki yardım için info@paldimoglu.av.tr üzerinden iletişime geçebilirsiniz.